Barutun bulunup ateşli silahların kullanılması ile spor görünümüne kavuştu.Hayli masraflı olan bu silah kullanma sporu 19.yüzyılın ortalarında Kuzey Avrupa ülkelerinde ve İngiltere’de başladı.Atıcılıkta ilk dünya şampiyonası 1890′da yapıldı, 1896 Olimpiyatlarının programına alındı.Aticilik Osmanlı döneminde 1940 yılından itibaren ele alindi. Spor kliplerinin kurulması ve ordunun ilgi göstermesi ile kabul edildi.
ATLETIZM:
İnsanoğlunun yaptığı en eski spor dallarından biri. Fiziksel güç,dayanıklılık,çeviklik, hız gibi nitelikler gerektiren; koşu,yürüyüş,atma ve atlamalardan oluşan çalışmalar,etkinlikler,oyun ve yarışmaları ifade eder.Antropoglar, sosyologlar ve spor araştırmacılarının belirlediklerine Gore,insanoğlu çok eski cağlarda yasama mücadelesi verirken atletizme başladı,Vahşi hayvanların saldırısından kaçmak ya da karnini doyurmak üzere avlayacağı hayvanları kovalamak için koşmayı öğrendi. Kendisini korumak için önce tas, daha sonra mızrak atma tekniklerini geliştirdi. Antik cağda düzenlenen olimpiyat oyunlarının ana yarışma dalını da atletizm oluşturdu. Bilinen ilk olimpiyat şampiyonu M.O 776′da yapılan ilk olimpiyatın 200 metre birincisi Elimle Corebus oldu. Buna paralel olarak KIR KOSULARI, YOL KOSULARI,PIST KOSULARI’ dır .
BASKETBOL:
Topu yerden 3.05 metre yükseklikteki bir çemberden geçirmeye çalışan beser kişilik takımların elle oynadıkları oyun.
Basketbol, aslen Kanada’li olan ve 39 yılını Amerika’da spor öğretmenliği yaparak geçiren Dr. James Naismith tarafından bulundu.
İlk basketbol maçı 20 Ocak 1892 günü Springfield YMCA dershanesinde spor salonunda oynandı.Naismith oyunun esaslarını 13 ana maddede topladı. Ülke içindeki işbirliği ile bu oyun iki yıl içinde tüm Amerika’ya yayıldı. Amerika’li askerler birinci dünya savasın sırasında basketbolun Avrupa’ya yayılmasında büyük rol oynadılar.
HENTBOL:
Kapalı salonda 7, açık alanda 11′er kişilik iki takım arasında, topun elle oynanarak kaleye sokulmasına dayanan spor dalıdır.İlk kez 1927′de İstanbul’da bir açık alan sporu olarak oynanan hentbol, daha sonra yavaş yavaş Anadolu’ya da yayılarak oynanmaya başlanmıştır.Ancak Türkiye’de hentbol, voleybol ve basketbol ile birlikte 1942 yılında “Spor Oyunları Federasyonu”na bağlanınca canlanmaya başlamış,ilk hentbol ligi 1942-43 sezonunda İstanbul Hentbol Ligi adıyla kurulmuş ve o yıl Defterdar Takımı şampiyon olmuştur. 1943-44 ve 1944-45 yılları arasında ise Galatasaray şampiyonluğu elinde tutmuştur.1945′te ilk kez düzenlenen Türkiye Şampiyonası düzenlenmiş, şampiyon da” Kara Harp Okulu” olmuştur.
HALTER:
Halter sporunun geçmişi ilkel toplumlara kadar uzanmaktadır.Söz konusu dönemlerde, erkek çocukları için yapılan “ergenlik sınavı”nda özel bir taşı en çok kaldıran sınavı kazanmıştır.Halterin bir spor dalı olarak kabul edilmesi ve ilgi görmesi ise 18.yy. sonlarına kadar dayanmaktadır.Ancak Halterciler(Alman Eugene Sandow, Arthur Saxon ve Fransız Louis Apollon) şovmen,haltercilik de panayır ve tiyatrolarda bir gösteri biçimi olarak kabul edilmiştir.
JUDO:
Rakibe vurmaksızın denge ve güç unsurlarının kullanarak savunma yapmaya dayanan spor dalıdır.Judo,Jujutsu’dan doğan spor dallarından birisidir.Jujutsu ve Judo Çin karakteri ile yazılan kelimeler olup Ju, her ikisinde de “Yumuşaklaşmak” veya “Yol Verme”, Jutsu “Sanat Çalışma”, “Do” ise “Prensip” veya “Yol” anlamına gelmektedir.Jujutsu”Yumuşak Sanat”,Judo zafer kazanmak için önce yol vermeyi ifade eden “Yumuşaklılık Yolu”, Kodokan ise,”Yolu Çalışma Okulu” demektir.Judonun amacı,zihinsel ve ahlâki disiplin yoluyla sağlam karakterli insan yetiştirirken vücudu kuvvetli,faydalı ve sağlıklı yapmaktır.Judoda birinci kural,kuvvete karşı koymadan rakibin kuvvetinden yararlanmak, ikinci kural ise şiddet kullanmamaktır.Judocu rakibine acı vererek değil, onu acı sınırının eşigine getirerek üstünlüğünü belirtir.Judo bu tür kuralları bedensel ve zihinsel enerjiden en üstün ve en uygun bir şekilde kullanabilme yöntemini öğretirken, bunu yaşamın her döneminde de kullanmasını sağlar.
GOLF :
Üzerinde doğal Ve yapay engellerden oluşan parkurlar bulunan geniş bir çim arazide, özel bir topu sopalar yardımıyla her parkur sonundaki deliğe en az sayıda sıralı vuruşla sokma esnasına dayanan açık alan sporudur.Rakibe ve skora karşı oynanmadığı için golf, her yaş, cinsiyet ve kondisyonda yapılabilen bir spordur.Golf sporunun kökenin 15.yüzyıllığa indiği, bu dönemde Hollandalı denizcilerin golfa benzeyen bir oyunu aralarında ilk kez oynadıkları bilinmektedir.Flemenkçe’de “çomak” anlamına golfun daha sonra denizciler tarafından Britanya adalarına taşındığı sanılmaktadır.
BINICILIK:
At terbiyesi, engel atlama,kros gibi ana bölümlerden oluşan bayan ve erkek sporcuların bir arada yarıştığı olimpik atlı spor dalı.
Binicilik sporunun tarihi, İnsanin ati ehlileştirerek binmeye başladığı ilk cağlara dayanır.4 bin yıllık geçmişiyle en eski spor dallarından biri olarak kabul edilir.M.O 688′de Yunanlılar Iskitler’den öğrendikleri biniciliği “araba yarislari”biciminde olimpiyat yarışma programına aldılar.16.yy. ilk binicilik okulu İtalya’nın Nabili kentinde acildi.At ve binicilik, İslam dünyasında özellikler Türkler arasında önemli bir yer tuttu.Osmanlı İmparatorluğu döneminde köyden büyük şehirlere kadar hemen her kesimde binicilik yarışmaları düzenlendi. Sultan Abdülaziz düzenlediği yarışlar sayesinde bu spor dalına verilen önemi arttırdı. 1913′te Mahmut Şevket Pasa, Sipahiocagi’ni kurdular. Bu ocak sayesinde özellikle ordu, biniciliğimizin en önemli kaynağı haline geldi.
BISIKLET:
İnsan gücünü ise çeviren, pedal veya benzeri bir mekanizma ile çalışan iki tekerlekli motorsuz taşıt aracıyla, özel pistte,yolda veya acık arazide ferdi ve takim halinde yapılan spor dalı.19. yüzyılda ortaya çıkan ilk bisiklet örnekleriyle başladı. 1690′da Fransız asilzadelerden Sivrac’in yaptigi ve “Celerifere” adini verdiği iki tahta tekerlekli pedalsız bisiklettir. 1834′te İskoç Kirkpatrick McMillan pedali icat etti. 1866′da bisiklet yaygınlaşmaya başladı.Bisiklet 1896 da Ilk olimpiyatlarda yer aldi. Saate karsi yaris ise 1900′de yapildi ve halen yarisma olarak kabul edilir.
BOKS:
Ozel eldiven takilmis, kilolarina gore siniflandirilmis,iki kisinin, ring adi verilen kare bicimindeki bir alanda yumruklariyla vurusarak birbirlerine ustunluk sagladiklari, amator veya profosyenel olarak oynanan oyun. En eski spor dallarindan biri olan boksun 5 bin yillik gecmisi vardir.Onceleri askeri amaclarla, yakin yakin dovus tekniklerinden biri olarak boks ozellikle jimnazyumlarda genclere ogretiliyordu. Daha sonra guresin bir parcası olarak spordaki yerini almaya basladi. M.O. 2500 yillarinda boks’un bir spormucadelesi biciminde uyguladigi, Mezopotamya’da Bagdat yakinlarinda bulunan tabletlerdeki kabartmalardan da anlasildi. Boks’un temelleri Ingiltere’de atildi. 17.yy’da Ingiliz’ler vurus bicimlerini belirlediler.Şiddet unsurlarini azaltarak olayin sportif yanini gelistirdiler.
CIMNASTIK:
Atletizmm ve gosteri niteliklerini tasiyan, vucudun esnekligine,cevikligine dayali cesitli ritmik-artistik hareketlerden olusan,
bayanlar ve erkeklerin yaptigi aletli-aletsiz spor dalı.Cimnastik sporunun kokleri tarih oncesi eski caglara kadar uzanir.
Sosyologlar, insnaoglunun maymunlardaki ceviklige ozenerek ilk cimnastik hareketlerini taklit yoluyla gerceklestirdigini belirtirler. Cimnastik, Cin,Pers,Hindistan,Yunan ve Roma uygarliklarinda da onemli yer tutar.Bugunku modern cimnastigin temelleri 18.yy’da Almanya’da atildi.Modern cimnastik, Atina’da duzenlenen 1896 olimpiyatlarindan itibaren olimpiyat programlarina alindi.
CIM HOKEYI:
Futbol alani buyuklugunde bir alanda, on birer kisilik takimlarin sopalar yardimi ile topu kaleye sokmak icin mucadele ettikleri spor dali.
Cim hokeyi, futbolla, buz hokeyinin bir karisimidir. Bu iki spor dali kadar populer olmasada Bati Avrupa’da da bayanlar arasinda, Asya
ulkesinde de erkekler arasinda hayli yaygindir.Bu oyunun ilk olarak eski Yunan’da oynandigi, bugunku lere benzer kurallarinin da Persler tarafindan kondugu sanilmaktadir. Hokeyi Ingilizler’den ogrenen Hintli ve Pakistanlilar, gunumuzde bu spor dalinda ust siralarda yer almaktadir.1908′den bu yana olimpiyatlarda yer alir. (1924 haric).
ESKRIM:
Kilicla dovusme sanatinin cesitli kategorilere ayrilarak ve teknolojik gelismelerden yararlanarak uygulanmasina dayali bayan ve erkek sporu.1896′dan bu yana olimpiyat programlarinda yer alan eskrimde Italyan,Fransiz ve Macarsporcular onemli basarilar elde ettiler.
1928′den 1960′a kadar olimpiyat sampiyorlugunu kimseye kaptirmayan tek ulke Macar’lardir.
FUTBOL:
Onbirer kisilik iki takim arasinda oynanan, kure biciminde ozel bir topun eller kullanılmadan ayak,kafa ve vucudun oteki kisimlariyla vurularak rakip kaleye sokulmasina dayali bir spor dali.
Futbol cagimizin en cok sevilen sporu olarak kabul edilir.Futbolun gecmisi M.O. 3000 yillarina kadar dayanir. Cin’de Imparator
Huang Ti doneminde (M.O.2697), askerlerin savasa hazirlik amaciyla Tsu-Cuhu adiyla bir tur futbol oynadiklari, yazili belgelerden anlasilir.Bu topun deriden yapilmis, yuvarlak topun, iki kazik arasindan gecirilmesine dayaniyordu.Bugunku modern futbolun kaynagi Ingiltere oldu. Ingilizler 12.yy’dan itibaren futbol oynamaya basladilar.II Edward tarafindan 1314 yilinda yasaklandi.17.yy’a kadar futbol hep gizli oynandi.futbolculara da halk tarafindan hep kotu gozle bakildi. Kral II.Charles doneminde serbestce oynanmaya baslamis. 1863 yilinda futbol kurallari uzerinde kesin anlasmaya varip Ingiltere Futbol Federasyonunu kurdular.Bu tarihten sonra da Avrupa ulkelerine ve butun dunyaya yayildi. Mdern futbol 19.yuzyilin sonlarinda Turk toplumunda oynanmaya basladi.Su an oldukca ilgi duyulan futbol, hemen hemen tum spor dallarindan once gelir.Turkiye milli maclarinda vermis oldugu karsilasmalarda, bir cok basariya imza
atmis bulunmaktadir.
KANO:
Akarsularda zamanla oldugu gibi, guc doga kosulalriyla da mucadele etmeye dayanan ve kucuk bir tekneyi tek kurek yardimiyla hedefe ulastirma prensibi uzerine kurulu spor dalı.Kano, bir olimpiyat sporu oalrak cok cesitli teknelerle yapilir.Bu siniflar kano ve kayak olmak uzere iki katergoriye ayrilmis olup, kanolara “Canadians” da denir.Kanolar Kizilderililerin teknelerinden dogmustur.
KUREK:
Insanoglunun denizler ve akarsularlarla basit araclar kullanarak mucadelesini temel alan bir spor dalidir.Kuregin ilk kez ne zaman ve kimler tarafindan kullanildigi tam olrak bilinmiyor.Ancak tarihsel kaynaklarin cogu, kurege benzer gereclerin ilk olarak Akdeniz’de goruldugunu, ilk kurek yarismasininda Misir’da Nil Nehri uzerinde yapıldıgını one surerler. Ilk kurek yarisi 1715 yilinda Ingiltere’de Thames Nehri’nde yapildi. 1900 Paris Olimpiyatlarindan beri olimpiyat programinda yer alir.
KAYAK:
Fiber ya da plastik maddelerden yapılmış olan kayaklarla kar üzerinde çeşitli yönlere kaymaya dayanan spor dalıdır.İnsanlık tarihi kadar eski bir spor dalı olan kayak, insanoğlunun doğa ile yapmış olduğu yaşam savaşı sonucu ortaya çıkmıştır. Tarih öncesi çağlarda insanların kışın karda batmamak amacıyla, ayaklarına baglamış oldukları çeşitli şekillerdeki ağaç parçaları kayağın en ilkel şeklini temsil etmektedir.
MASA TENİSİ:
Bir masanın iki tarafındaki sporcuların ellerindeki raketler yardımıyla küçük bir topu, masanın ortasına gerilmiş ağ üzerinden karşı tarafa geçirmeye çalıştıkları spor dalıdır.Masa tenisi, 16. yy’da İngiltere’de yemek masalarının üzerinde lastik bir topun, rakete bezeyen kasnaklar aracılığıyla fırlatılarak oynanması sonucu tesadüfen ortaya çıktı. İlk zamanlar “ping pong” adı verilen bu oyun, 19002 yılında kurulan Ping Pong Birliği’nin, 1921-22 yılları arasında tekrar oluşturulması ile birlikte “Masa Tenisi” olarak anılmaya başlandı.
OKCULUK:
Kokeni insanoglunun avcilik gunlerine dayanan, oku bir yay araciliyla hedefe gondermeyi amaclayan spor dali.Okculuk ilk kez 1904 yilinda olimpiyat programina alindi. Bu bransta ilk donemlerde Fransa,Belcika ve Ingiltere basarili sonuclar almis, daha sonraki
donemlerde Amerika, Sovyerler Birligi, Iskandinav ulkeleri ve Italya bu ulkeleri izlemistir.
POLO:
İki takım arasında, top ve sopalar yardımıyla at üzerinde oynanan bir açık alan oynudur.Küçük bir topu uzun soplar yardımıyla rakip kaleye atarak sayı kazanılmaya çalışılan “polo” oyununda oyuncuların hem ata binme hem de topa vurma becerilerinin çok iyi olması gerekir.
SÖRF:
Uzun bir borddan yararlanarak, dalgaların üstünde ayakta kaymaya dayanan spor dalıdır.Rüzgar ve dalganın etkisiyle yapılan ve rüzgar sörfü olarak da bilinen wındsurf’e, yelken dalı içinde yer verilmiştir.
SUKAYAĞI:
Ayağa takılı kayaklar yardımıyla, hızla giden bir teknenin arkasına bağlı olan halata tutunarak su üstünde kaymaya dayanan açık hava sporudur. Sukayağı sporunun ilham kaynağının, karda atlar tarafından çekilen kayakçılar olduğu sanılmaktadır. İlk kez 1925 yılında ABD’li Fred Walter bu spor dalının patentini aldı. Gerçek anlamda bir spor olarak ilk kez denenmesi ise 1920′li yıllarda ABD’li Ralph Samuelson tarafından yapıldı. 1930′lu yıllarda, başta ABD olmak üzere, Avusturalya, İngiltere ve Fransa’da yaygınlaştı, 1946′da ise, dünya çapındaki en önemli karar ve yönetim organı Dünya Sukayağı Birliği “World Waterski Union” (WWSU) kuruldu. 1949 yılında sukayağında ilk Dünya Şampiyonası yapıldı; daha sonara bu şampiyona düzenli olarak sürdürüldü.
SUTOPU:
Havuzda 7′şer kişilik iki takım arasında oynanan, batmaz bir topu rakip takımın kalesine sokmayı amaçlayan su sporudur.Sutopu, süratli bir takım oynudur ve oyuncuların iyi yüzücüler olmalarının yanısıra, ciğer kapasitelerinin de çok yüksek olması gerekir.Sutopu, 1870′li yıllarda İngiltere’de ortaya çıkmış; kuralları belirlenmiş olarak ise ilk kez 1890 yılında İngiltere ile İskoçya arasında oynanmıştır. 1900 yılında da Olimpiyat Oyunları’nda yer almıştır. Sutopunun uluslararası yönetim organı, Amatör Yüzme Federasyonu’na (FINA) bağlı Uluslararası Sutopu Yönetim Kurulu olup, 1908′de kurulmuştur. 1920′li yıllarda sutopunun güç ve yetenek isteyen spor dalı olmasını sağlayan derin havuzlar kullanılmaya başlanmıştır. 1937 yılında ise FINA, sutopu oyununun tam şişirilmiş, pas yapma becerisi yüksek topla oynanmasını karara bağlamıştır.
TEKVANDO:
Rakibe karşı silahsız olarak, çıplak el ve ayaklarla yapılan savunma tekniklerini içeren spor dalıdır.Tekvandonun kelime anlamı: Tae; ayak, Kwon; el, Do;yol-sanat olup, el ve ayakla savunma sanatı anlamına gelir. Fakat tekvando, sadece bir teknik ve yekenek olamyıp, aynı zamanda felsefi ve insancıl değerler toplamıdır.
TENİS:
Küçük bir topun raketle vurularak oyun alanının orasına gerilmiş olan file üzerinden karşı sahaya atılmasıyla oynanan spor dalıdır.Tenisin kökeni kimilerine göre antik Roma döneminde, çıplak ya da eldivenli el ile oynanan “tringon” adı verilen oyuna dayanır. Diğer bir görüş ise benzer bir oyunun ilk kez Meksika’da Toltec yerlileri tarafından oynandığı ileri sürülmektedir. Mısır ve İspanya’da bulunan fresklerde ve Rönesans dönemi İtalya’sından kalma resimlerde, “giocco del pallone” ve “juego de pelota” isimleri altında, benzer esaslara dayanan oyunların duvarla çevrili alanlarda oynandığı görülmektedir.
VOLEYBOL:
Altisar kisiden olusan iki takimin topu uc pasta filenin uzeirnden gecirmeye ve rakip takimin sahasina dusumelerine dayanan spor dali.
Voleybol 1885 yilinda Amerika’da icat edildi. Holyoke YMCA Okulun’da ogretmenli yapan William Morgan basketbol topunun ic lastigiyle boyle biroyunun oynanabilcegini dusundu ve ilk uygulamayi ogrencileri arasinda yapti. 1. Dunya savasi yillarinda voleybol Uzakdogu’ya ve Avrupa’ya yayildi.1964 Tokyo Olimpiyatlarindan itibaren olimpiyat programina alinan valeybol’da 80′li yillara kadar Sovyetler buyuk ustunluk kurdu
YELKEN:
İnsanoğlunun suyun kaldırma kuvvetinden istifade ederek kullandığı teknelere rüzgarın enerjisini de eklemesiyle oluşan ve önceleri bir ulaşım bicimiyken sonra doğayla mücadelenin ağır bastığı bir faaliyet halene gelen spor dalı. Özellikle acık denizlere kıyısı olan ülkelerin benimsediği yelkenli tekneler,ulaşım ve savaş amaçlarıyla da kullanıldı. Yelkenli bir spor dalı olarak benimseyen ilk ülke İngiltere’dir
1693 yılında Seamark Cub adında bir kulübün kurulmasından sonra yelken sporu dünyanın diğer ülkelerine de yayıldı.
YUZME:
İnsanoğlunun ilk cağlardan bu yana doğaya uyum sağlayabilmek için ihtiyaç duyduğu aktivitelere dayalı spor dalı.Önce hayvanların hareketlerini izleyen, sonra da suyun içinde kol ve bacaklarını içgüdüsel bir bicimde kımıldatan insan, kısa surede yüzmeyi öğrendi.
Ancak bu aktivitenin organize bir yarış bicimi haline gelmesi 19. yy. rastlar Bununla birlikte bazı tarih kitaplarının Japonya’da yüzme yarışlarının çok daha eskilere dayandığını, 1603′te Japonların ilk ulusal yarışmayı düzenlediklerinden söz eder.
Yüzme sporuna Avrupa kıtasında onculuk eden İngiliz’lerdir.
ATLETIZM:
İnsanoğlunun yaptığı en eski spor dallarından biri. Fiziksel güç,dayanıklılık,çeviklik, hız gibi nitelikler gerektiren; koşu,yürüyüş,atma ve atlamalardan oluşan çalışmalar,etkinlikler,oyun ve yarışmaları ifade eder.Antropoglar, sosyologlar ve spor araştırmacılarının belirlediklerine Gore,insanoğlu çok eski cağlarda yasama mücadelesi verirken atletizme başladı,Vahşi hayvanların saldırısından kaçmak ya da karnini doyurmak üzere avlayacağı hayvanları kovalamak için koşmayı öğrendi. Kendisini korumak için önce tas, daha sonra mızrak atma tekniklerini geliştirdi. Antik cağda düzenlenen olimpiyat oyunlarının ana yarışma dalını da atletizm oluşturdu. Bilinen ilk olimpiyat şampiyonu M.O 776′da yapılan ilk olimpiyatın 200 metre birincisi Elimle Corebus oldu. Buna paralel olarak KIR KOSULARI, YOL KOSULARI,PIST KOSULARI’ dır .
BASKETBOL:
Topu yerden 3.05 metre yükseklikteki bir çemberden geçirmeye çalışan beser kişilik takımların elle oynadıkları oyun.
Basketbol, aslen Kanada’li olan ve 39 yılını Amerika’da spor öğretmenliği yaparak geçiren Dr. James Naismith tarafından bulundu.
İlk basketbol maçı 20 Ocak 1892 günü Springfield YMCA dershanesinde spor salonunda oynandı.Naismith oyunun esaslarını 13 ana maddede topladı. Ülke içindeki işbirliği ile bu oyun iki yıl içinde tüm Amerika’ya yayıldı. Amerika’li askerler birinci dünya savasın sırasında basketbolun Avrupa’ya yayılmasında büyük rol oynadılar.
HENTBOL:
Kapalı salonda 7, açık alanda 11′er kişilik iki takım arasında, topun elle oynanarak kaleye sokulmasına dayanan spor dalıdır.İlk kez 1927′de İstanbul’da bir açık alan sporu olarak oynanan hentbol, daha sonra yavaş yavaş Anadolu’ya da yayılarak oynanmaya başlanmıştır.Ancak Türkiye’de hentbol, voleybol ve basketbol ile birlikte 1942 yılında “Spor Oyunları Federasyonu”na bağlanınca canlanmaya başlamış,ilk hentbol ligi 1942-43 sezonunda İstanbul Hentbol Ligi adıyla kurulmuş ve o yıl Defterdar Takımı şampiyon olmuştur. 1943-44 ve 1944-45 yılları arasında ise Galatasaray şampiyonluğu elinde tutmuştur.1945′te ilk kez düzenlenen Türkiye Şampiyonası düzenlenmiş, şampiyon da” Kara Harp Okulu” olmuştur.
HALTER:
Halter sporunun geçmişi ilkel toplumlara kadar uzanmaktadır.Söz konusu dönemlerde, erkek çocukları için yapılan “ergenlik sınavı”nda özel bir taşı en çok kaldıran sınavı kazanmıştır.Halterin bir spor dalı olarak kabul edilmesi ve ilgi görmesi ise 18.yy. sonlarına kadar dayanmaktadır.Ancak Halterciler(Alman Eugene Sandow, Arthur Saxon ve Fransız Louis Apollon) şovmen,haltercilik de panayır ve tiyatrolarda bir gösteri biçimi olarak kabul edilmiştir.
JUDO:
Rakibe vurmaksızın denge ve güç unsurlarının kullanarak savunma yapmaya dayanan spor dalıdır.Judo,Jujutsu’dan doğan spor dallarından birisidir.Jujutsu ve Judo Çin karakteri ile yazılan kelimeler olup Ju, her ikisinde de “Yumuşaklaşmak” veya “Yol Verme”, Jutsu “Sanat Çalışma”, “Do” ise “Prensip” veya “Yol” anlamına gelmektedir.Jujutsu”Yumuşak Sanat”,Judo zafer kazanmak için önce yol vermeyi ifade eden “Yumuşaklılık Yolu”, Kodokan ise,”Yolu Çalışma Okulu” demektir.Judonun amacı,zihinsel ve ahlâki disiplin yoluyla sağlam karakterli insan yetiştirirken vücudu kuvvetli,faydalı ve sağlıklı yapmaktır.Judoda birinci kural,kuvvete karşı koymadan rakibin kuvvetinden yararlanmak, ikinci kural ise şiddet kullanmamaktır.Judocu rakibine acı vererek değil, onu acı sınırının eşigine getirerek üstünlüğünü belirtir.Judo bu tür kuralları bedensel ve zihinsel enerjiden en üstün ve en uygun bir şekilde kullanabilme yöntemini öğretirken, bunu yaşamın her döneminde de kullanmasını sağlar.
GOLF :
Üzerinde doğal Ve yapay engellerden oluşan parkurlar bulunan geniş bir çim arazide, özel bir topu sopalar yardımıyla her parkur sonundaki deliğe en az sayıda sıralı vuruşla sokma esnasına dayanan açık alan sporudur.Rakibe ve skora karşı oynanmadığı için golf, her yaş, cinsiyet ve kondisyonda yapılabilen bir spordur.Golf sporunun kökenin 15.yüzyıllığa indiği, bu dönemde Hollandalı denizcilerin golfa benzeyen bir oyunu aralarında ilk kez oynadıkları bilinmektedir.Flemenkçe’de “çomak” anlamına golfun daha sonra denizciler tarafından Britanya adalarına taşındığı sanılmaktadır.
BINICILIK:
At terbiyesi, engel atlama,kros gibi ana bölümlerden oluşan bayan ve erkek sporcuların bir arada yarıştığı olimpik atlı spor dalı.
Binicilik sporunun tarihi, İnsanin ati ehlileştirerek binmeye başladığı ilk cağlara dayanır.4 bin yıllık geçmişiyle en eski spor dallarından biri olarak kabul edilir.M.O 688′de Yunanlılar Iskitler’den öğrendikleri biniciliği “araba yarislari”biciminde olimpiyat yarışma programına aldılar.16.yy. ilk binicilik okulu İtalya’nın Nabili kentinde acildi.At ve binicilik, İslam dünyasında özellikler Türkler arasında önemli bir yer tuttu.Osmanlı İmparatorluğu döneminde köyden büyük şehirlere kadar hemen her kesimde binicilik yarışmaları düzenlendi. Sultan Abdülaziz düzenlediği yarışlar sayesinde bu spor dalına verilen önemi arttırdı. 1913′te Mahmut Şevket Pasa, Sipahiocagi’ni kurdular. Bu ocak sayesinde özellikle ordu, biniciliğimizin en önemli kaynağı haline geldi.
BISIKLET:
İnsan gücünü ise çeviren, pedal veya benzeri bir mekanizma ile çalışan iki tekerlekli motorsuz taşıt aracıyla, özel pistte,yolda veya acık arazide ferdi ve takim halinde yapılan spor dalı.19. yüzyılda ortaya çıkan ilk bisiklet örnekleriyle başladı. 1690′da Fransız asilzadelerden Sivrac’in yaptigi ve “Celerifere” adini verdiği iki tahta tekerlekli pedalsız bisiklettir. 1834′te İskoç Kirkpatrick McMillan pedali icat etti. 1866′da bisiklet yaygınlaşmaya başladı.Bisiklet 1896 da Ilk olimpiyatlarda yer aldi. Saate karsi yaris ise 1900′de yapildi ve halen yarisma olarak kabul edilir.
BOKS:
Ozel eldiven takilmis, kilolarina gore siniflandirilmis,iki kisinin, ring adi verilen kare bicimindeki bir alanda yumruklariyla vurusarak birbirlerine ustunluk sagladiklari, amator veya profosyenel olarak oynanan oyun. En eski spor dallarindan biri olan boksun 5 bin yillik gecmisi vardir.Onceleri askeri amaclarla, yakin yakin dovus tekniklerinden biri olarak boks ozellikle jimnazyumlarda genclere ogretiliyordu. Daha sonra guresin bir parcası olarak spordaki yerini almaya basladi. M.O. 2500 yillarinda boks’un bir spormucadelesi biciminde uyguladigi, Mezopotamya’da Bagdat yakinlarinda bulunan tabletlerdeki kabartmalardan da anlasildi. Boks’un temelleri Ingiltere’de atildi. 17.yy’da Ingiliz’ler vurus bicimlerini belirlediler.Şiddet unsurlarini azaltarak olayin sportif yanini gelistirdiler.
CIMNASTIK:
Atletizmm ve gosteri niteliklerini tasiyan, vucudun esnekligine,cevikligine dayali cesitli ritmik-artistik hareketlerden olusan,
bayanlar ve erkeklerin yaptigi aletli-aletsiz spor dalı.Cimnastik sporunun kokleri tarih oncesi eski caglara kadar uzanir.
Sosyologlar, insnaoglunun maymunlardaki ceviklige ozenerek ilk cimnastik hareketlerini taklit yoluyla gerceklestirdigini belirtirler. Cimnastik, Cin,Pers,Hindistan,Yunan ve Roma uygarliklarinda da onemli yer tutar.Bugunku modern cimnastigin temelleri 18.yy’da Almanya’da atildi.Modern cimnastik, Atina’da duzenlenen 1896 olimpiyatlarindan itibaren olimpiyat programlarina alindi.
CIM HOKEYI:
Futbol alani buyuklugunde bir alanda, on birer kisilik takimlarin sopalar yardimi ile topu kaleye sokmak icin mucadele ettikleri spor dali.
Cim hokeyi, futbolla, buz hokeyinin bir karisimidir. Bu iki spor dali kadar populer olmasada Bati Avrupa’da da bayanlar arasinda, Asya
ulkesinde de erkekler arasinda hayli yaygindir.Bu oyunun ilk olarak eski Yunan’da oynandigi, bugunku lere benzer kurallarinin da Persler tarafindan kondugu sanilmaktadir. Hokeyi Ingilizler’den ogrenen Hintli ve Pakistanlilar, gunumuzde bu spor dalinda ust siralarda yer almaktadir.1908′den bu yana olimpiyatlarda yer alir. (1924 haric).
ESKRIM:
Kilicla dovusme sanatinin cesitli kategorilere ayrilarak ve teknolojik gelismelerden yararlanarak uygulanmasina dayali bayan ve erkek sporu.1896′dan bu yana olimpiyat programlarinda yer alan eskrimde Italyan,Fransiz ve Macarsporcular onemli basarilar elde ettiler.
1928′den 1960′a kadar olimpiyat sampiyorlugunu kimseye kaptirmayan tek ulke Macar’lardir.
FUTBOL:
Onbirer kisilik iki takim arasinda oynanan, kure biciminde ozel bir topun eller kullanılmadan ayak,kafa ve vucudun oteki kisimlariyla vurularak rakip kaleye sokulmasina dayali bir spor dali.
Futbol cagimizin en cok sevilen sporu olarak kabul edilir.Futbolun gecmisi M.O. 3000 yillarina kadar dayanir. Cin’de Imparator
Huang Ti doneminde (M.O.2697), askerlerin savasa hazirlik amaciyla Tsu-Cuhu adiyla bir tur futbol oynadiklari, yazili belgelerden anlasilir.Bu topun deriden yapilmis, yuvarlak topun, iki kazik arasindan gecirilmesine dayaniyordu.Bugunku modern futbolun kaynagi Ingiltere oldu. Ingilizler 12.yy’dan itibaren futbol oynamaya basladilar.II Edward tarafindan 1314 yilinda yasaklandi.17.yy’a kadar futbol hep gizli oynandi.futbolculara da halk tarafindan hep kotu gozle bakildi. Kral II.Charles doneminde serbestce oynanmaya baslamis. 1863 yilinda futbol kurallari uzerinde kesin anlasmaya varip Ingiltere Futbol Federasyonunu kurdular.Bu tarihten sonra da Avrupa ulkelerine ve butun dunyaya yayildi. Mdern futbol 19.yuzyilin sonlarinda Turk toplumunda oynanmaya basladi.Su an oldukca ilgi duyulan futbol, hemen hemen tum spor dallarindan once gelir.Turkiye milli maclarinda vermis oldugu karsilasmalarda, bir cok basariya imza
atmis bulunmaktadir.
KANO:
Akarsularda zamanla oldugu gibi, guc doga kosulalriyla da mucadele etmeye dayanan ve kucuk bir tekneyi tek kurek yardimiyla hedefe ulastirma prensibi uzerine kurulu spor dalı.Kano, bir olimpiyat sporu oalrak cok cesitli teknelerle yapilir.Bu siniflar kano ve kayak olmak uzere iki katergoriye ayrilmis olup, kanolara “Canadians” da denir.Kanolar Kizilderililerin teknelerinden dogmustur.
KUREK:
Insanoglunun denizler ve akarsularlarla basit araclar kullanarak mucadelesini temel alan bir spor dalidir.Kuregin ilk kez ne zaman ve kimler tarafindan kullanildigi tam olrak bilinmiyor.Ancak tarihsel kaynaklarin cogu, kurege benzer gereclerin ilk olarak Akdeniz’de goruldugunu, ilk kurek yarismasininda Misir’da Nil Nehri uzerinde yapıldıgını one surerler. Ilk kurek yarisi 1715 yilinda Ingiltere’de Thames Nehri’nde yapildi. 1900 Paris Olimpiyatlarindan beri olimpiyat programinda yer alir.
KAYAK:
Fiber ya da plastik maddelerden yapılmış olan kayaklarla kar üzerinde çeşitli yönlere kaymaya dayanan spor dalıdır.İnsanlık tarihi kadar eski bir spor dalı olan kayak, insanoğlunun doğa ile yapmış olduğu yaşam savaşı sonucu ortaya çıkmıştır. Tarih öncesi çağlarda insanların kışın karda batmamak amacıyla, ayaklarına baglamış oldukları çeşitli şekillerdeki ağaç parçaları kayağın en ilkel şeklini temsil etmektedir.
MASA TENİSİ:
Bir masanın iki tarafındaki sporcuların ellerindeki raketler yardımıyla küçük bir topu, masanın ortasına gerilmiş ağ üzerinden karşı tarafa geçirmeye çalıştıkları spor dalıdır.Masa tenisi, 16. yy’da İngiltere’de yemek masalarının üzerinde lastik bir topun, rakete bezeyen kasnaklar aracılığıyla fırlatılarak oynanması sonucu tesadüfen ortaya çıktı. İlk zamanlar “ping pong” adı verilen bu oyun, 19002 yılında kurulan Ping Pong Birliği’nin, 1921-22 yılları arasında tekrar oluşturulması ile birlikte “Masa Tenisi” olarak anılmaya başlandı.
OKCULUK:
Kokeni insanoglunun avcilik gunlerine dayanan, oku bir yay araciliyla hedefe gondermeyi amaclayan spor dali.Okculuk ilk kez 1904 yilinda olimpiyat programina alindi. Bu bransta ilk donemlerde Fransa,Belcika ve Ingiltere basarili sonuclar almis, daha sonraki
donemlerde Amerika, Sovyerler Birligi, Iskandinav ulkeleri ve Italya bu ulkeleri izlemistir.
POLO:
İki takım arasında, top ve sopalar yardımıyla at üzerinde oynanan bir açık alan oynudur.Küçük bir topu uzun soplar yardımıyla rakip kaleye atarak sayı kazanılmaya çalışılan “polo” oyununda oyuncuların hem ata binme hem de topa vurma becerilerinin çok iyi olması gerekir.
SÖRF:
Uzun bir borddan yararlanarak, dalgaların üstünde ayakta kaymaya dayanan spor dalıdır.Rüzgar ve dalganın etkisiyle yapılan ve rüzgar sörfü olarak da bilinen wındsurf’e, yelken dalı içinde yer verilmiştir.
SUKAYAĞI:
Ayağa takılı kayaklar yardımıyla, hızla giden bir teknenin arkasına bağlı olan halata tutunarak su üstünde kaymaya dayanan açık hava sporudur. Sukayağı sporunun ilham kaynağının, karda atlar tarafından çekilen kayakçılar olduğu sanılmaktadır. İlk kez 1925 yılında ABD’li Fred Walter bu spor dalının patentini aldı. Gerçek anlamda bir spor olarak ilk kez denenmesi ise 1920′li yıllarda ABD’li Ralph Samuelson tarafından yapıldı. 1930′lu yıllarda, başta ABD olmak üzere, Avusturalya, İngiltere ve Fransa’da yaygınlaştı, 1946′da ise, dünya çapındaki en önemli karar ve yönetim organı Dünya Sukayağı Birliği “World Waterski Union” (WWSU) kuruldu. 1949 yılında sukayağında ilk Dünya Şampiyonası yapıldı; daha sonara bu şampiyona düzenli olarak sürdürüldü.
SUTOPU:
Havuzda 7′şer kişilik iki takım arasında oynanan, batmaz bir topu rakip takımın kalesine sokmayı amaçlayan su sporudur.Sutopu, süratli bir takım oynudur ve oyuncuların iyi yüzücüler olmalarının yanısıra, ciğer kapasitelerinin de çok yüksek olması gerekir.Sutopu, 1870′li yıllarda İngiltere’de ortaya çıkmış; kuralları belirlenmiş olarak ise ilk kez 1890 yılında İngiltere ile İskoçya arasında oynanmıştır. 1900 yılında da Olimpiyat Oyunları’nda yer almıştır. Sutopunun uluslararası yönetim organı, Amatör Yüzme Federasyonu’na (FINA) bağlı Uluslararası Sutopu Yönetim Kurulu olup, 1908′de kurulmuştur. 1920′li yıllarda sutopunun güç ve yetenek isteyen spor dalı olmasını sağlayan derin havuzlar kullanılmaya başlanmıştır. 1937 yılında ise FINA, sutopu oyununun tam şişirilmiş, pas yapma becerisi yüksek topla oynanmasını karara bağlamıştır.
TEKVANDO:
Rakibe karşı silahsız olarak, çıplak el ve ayaklarla yapılan savunma tekniklerini içeren spor dalıdır.Tekvandonun kelime anlamı: Tae; ayak, Kwon; el, Do;yol-sanat olup, el ve ayakla savunma sanatı anlamına gelir. Fakat tekvando, sadece bir teknik ve yekenek olamyıp, aynı zamanda felsefi ve insancıl değerler toplamıdır.
TENİS:
Küçük bir topun raketle vurularak oyun alanının orasına gerilmiş olan file üzerinden karşı sahaya atılmasıyla oynanan spor dalıdır.Tenisin kökeni kimilerine göre antik Roma döneminde, çıplak ya da eldivenli el ile oynanan “tringon” adı verilen oyuna dayanır. Diğer bir görüş ise benzer bir oyunun ilk kez Meksika’da Toltec yerlileri tarafından oynandığı ileri sürülmektedir. Mısır ve İspanya’da bulunan fresklerde ve Rönesans dönemi İtalya’sından kalma resimlerde, “giocco del pallone” ve “juego de pelota” isimleri altında, benzer esaslara dayanan oyunların duvarla çevrili alanlarda oynandığı görülmektedir.
VOLEYBOL:
Altisar kisiden olusan iki takimin topu uc pasta filenin uzeirnden gecirmeye ve rakip takimin sahasina dusumelerine dayanan spor dali.
Voleybol 1885 yilinda Amerika’da icat edildi. Holyoke YMCA Okulun’da ogretmenli yapan William Morgan basketbol topunun ic lastigiyle boyle biroyunun oynanabilcegini dusundu ve ilk uygulamayi ogrencileri arasinda yapti. 1. Dunya savasi yillarinda voleybol Uzakdogu’ya ve Avrupa’ya yayildi.1964 Tokyo Olimpiyatlarindan itibaren olimpiyat programina alinan valeybol’da 80′li yillara kadar Sovyetler buyuk ustunluk kurdu
YELKEN:
İnsanoğlunun suyun kaldırma kuvvetinden istifade ederek kullandığı teknelere rüzgarın enerjisini de eklemesiyle oluşan ve önceleri bir ulaşım bicimiyken sonra doğayla mücadelenin ağır bastığı bir faaliyet halene gelen spor dalı. Özellikle acık denizlere kıyısı olan ülkelerin benimsediği yelkenli tekneler,ulaşım ve savaş amaçlarıyla da kullanıldı. Yelkenli bir spor dalı olarak benimseyen ilk ülke İngiltere’dir
1693 yılında Seamark Cub adında bir kulübün kurulmasından sonra yelken sporu dünyanın diğer ülkelerine de yayıldı.
YUZME:
İnsanoğlunun ilk cağlardan bu yana doğaya uyum sağlayabilmek için ihtiyaç duyduğu aktivitelere dayalı spor dalı.Önce hayvanların hareketlerini izleyen, sonra da suyun içinde kol ve bacaklarını içgüdüsel bir bicimde kımıldatan insan, kısa surede yüzmeyi öğrendi.
Ancak bu aktivitenin organize bir yarış bicimi haline gelmesi 19. yy. rastlar Bununla birlikte bazı tarih kitaplarının Japonya’da yüzme yarışlarının çok daha eskilere dayandığını, 1603′te Japonların ilk ulusal yarışmayı düzenlediklerinden söz eder.
Yüzme sporuna Avrupa kıtasında onculuk eden İngiliz’lerdir.
Teşekkürler , [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]